İsrail’in evlerini yıktığı Filistinliler mağaraları mesken tuttu

Siyonistler, bir askeri bölge oluşturma bahanesiyle Masafer Yatta sakinlerine bu bölgeyi terk etmeleri için baskı yaptı. Bu durum bölge sakinlerini zor durumda bırakıyor.

The Guardian’a göre, yeni okul yılı başladı ve hasat mevsimi yaklaştı ama Masafer Yatta’nın erkekleri ve erkek çocukları farklı bir proje üzerinde çalışıyorlar: Bir mağaraya taşınma projesi!

İşgal altındaki Batı Şeria’nın derinliklerinde uzak köyü Harbetu El Fahit sakinleri koyun ve keçilerin tutulduğu bir mağarayı temizlemek için bir kamyona monte edilmiş ev yapımı bir makara kullanıyorlar. Mağara girişinden bir kova aşağı iner ve saman, ot, taprak ile dolu olarak  tekrar yukarı çekilir. Mağaranın atmosferi tozlu, sıcak,  jeneratör veya gaz lambalarıyla aydınlatılıyor. Siyonist rejim askerleri tarafından evlerinin, hayvan ağıllarının ve diğer yapıların yıkılmasıyla karşı karşıya kalan bir aile, kış gelmeden mağaraya taşınmaya hazırlanıyor.

Guardian, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin kararının Yatta yerleşim bölgesinde yaşayan yaklaşık 1000 Filistinlinin hayatını altüst etmesinin hemen ardından Mayıs ayında aileyle görüştü. Karardan sonra Eyüp’ün evi, İsrail Savunma Kuvvetleri nezaretinde düzenlenen operasyonda buldozerlerle yıkıldı ve  tüm yazı bir çadırda geçirmek zorunda kaldı.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barrak’ın “Yatta İsrail ordusunun tatbikat alanıdır. Burada yaşayan Filistinliler bölgeyi en kısa zamanda terk etmelidir” açıklamasının ardından  bölge sakinleri yakınlardaki mağaralara yerleşti.

Bu karar uluslararası hukuka aykırıdır. Şimdi tüm toplumun evleri ve geçim kaynakları tehlikede ve yerleşimcilerle birlikte ordu, Filistinlileri kovmak için baskıyı artırdı.

İşgalci rejim Filistinlilere baskıyı daha da artırdı. Batı Şeria nüfusunun %60’ı tamamen İsrail’in kontrolünde ve ilhak tehdidi altında. İsrail yönetimi Filistinlilerin C bölgesinde inşaat yapmasını neredeyse imkansız kılıyor.Filistinin su depoları, güneş panelleri, yollar ve binalar inşaat izinleri olmadığı için sık sık burada yıkılırken, her yerde yasadışı İsrail yerleşimleri yükseliyor.

Yasal sürenin Mayıs ayında sona ermesinden bu yana, durum hızla daha da kötüye gitti. Bazen işgalci rejim güçleri kasıtlı olarak Filistinlilerin binaları veya araçlarına zarar veriyor.

Çobanlara düzenli olarak merayı terk etmeleri söyleniyor ve daha sonra yerleşimciler tarafından ele geçiriliyor. Filistinliler için su ve hayvan yemi teslimatı, seyahat izinlerinin olmaması nedeniyle askeri tatbikat bölgesi sınırları içinde durduruldu.

Yeni kontrol noktaların kurulması Cimba köyü sakinlerini tamamen izole ediyor. Birçok aile gidiş-geliş için araba yerine eşek kullanıyor. Guardian muhabiri bölgeden geçmesine izin verilen Filistinlilere ait birkaç araçtan biriyle seyahat etti ve o zaman bile kimse ordu kontrol noktalarıyla işaretlenmiş yolları kullanmaya cesaret edemedi.

Bu duruma cevap olarak Siyonist ordu “Bölge 918, kapalı bir askeri bölgedir. İsraillilerin bölgeye izinsiz girişi bir suçtur ve insan hayatını tehlikeye atar. Buna göre, bölgeye izinsiz girişleri önlemek için İsrail askerleri atış alanının girişlerine yerleştirildi. Ayrıca ordu, bölgedeki tüm siviller için günlük yaşamı mümkün kılmak için çalışıyor” açıklamasını yaptı.

Yatta toplumu sadece orduyla değil şiddetle ün salmış İsrail yerleşimcileriylede uğraşıyor. Masafer Yatta köy konseyi başkanı “Askeri güçler bize batıdan, Siyonist yerleşimciler ise doğudan baskı yapıyor” dedi.

Bu olaylar Filistinli çocukların geleceğini tehlikeye atıyor. İnsanların bazıları Yatta yakınlarındaki kasabayı terk etmek zorunda kaldı. Bu bölgedeki tek ortokulu da etkiledi. Öğrenciler yeni kontrol noktalarından geçtikten sonra her sabah ortalama bir saat gecikiyor ve Yatta’dan gelen personel geri çevriliyor, gözaltına alınıyor veya araçlarına el konuluyor.

İsrail bu geçikmeleri önlemek için talimatların açıklığa kavuşturulduğunu söylüyor. Oysa bölge sakinleri bunun neredeyse her gün olduğunu söylüyor. Yaklaşık 20 aile çocuklarını hafta boyunca akrabalarının yanında kalacakları Yata’daki bir okula göndermeye karar verdi.

Bütün çabalara rağmen işgal altındaki topraklarda Yatta sakinlerini kurtarmak için yasal yollar tükenmiş görünüyor.

Yerinden edilmiş bir çiftçi olan Muhammed Eyyub şöyle diyor: Mahkeme kararından önce durum kötüydü. Hayatım boyunca çobandım. İşgal altındaki topraklara hiç gitmedim ama keçilerimi satıp orada çalışma izni almak zorunda kalabilirim. Burası bizim toprağımız, burası benim evim, ne olursa olsun, gitmiyoruz.

4088898